Kimisi bisiklete biner, gezer. Kimisi resim yapar, şarkı söyler, enstrüman çalar/üfler… Yani normal bir alışkanlıkları vardır, bilindik, alışılageldik hobilerdir bunlar.
Ben ise, hobi olarak pahalı bir şeyi seçmiştim: Film yapımcılığı.
Bu alanda gerçekten ciddi girişimlerim olsun istemiştim ve bu yüzden çeşit çeşit senaryolar yazıp kısa kısa filmler çekmiştik.
Her şey güzeldi, ama pahalı bir hobiydi işte ve her defasında masraflarım artıyordu. Hayalim için şehir değişikliği bile yapmıştım.
Bu yazıyı aklımdan geçirirken farklı cümleler kurmuştum. Şimdi yazarken cümleler de değişti. Bundan sonraki yazılarda yıllardır yapmak istediklerimle ilgili, benim için bir tür dijital arşiv niteliği taşıyan olayları, anıları ve soru-cevapları aktarmaya çalışacağım, nasipse. Bugünlük bu kadar. Bakalım nereye varacağız?
Bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle.
İnşallah güzel yerlere varacaksın 🙂
Amin, Cem. Hakkımızda hayırlısı olsun 🙂
Geçenlerde Mendirek filminin genç yapımcılarından birinin bir söyleşisine denk gelmiştim, yapımcılıkta yaşadığı süreci anlatmıştı. Oradan biliyorum ki kaynak bulmak dahil film yapım işleri hiç kolay değil. Tutku işi. Çevre işi… Kolaylıklar diliyorum size. 🙂
Gerçekten öyle, Zülal Hanım. Hiç kolay değil. Adanmışlık, tutku ve kaynak gerekli. Elbette sosyal çevre desteği ve projeye inanmak da çok önemli 🙂 Çok teşekkür ederim güzel dileğiniz için.