Eski yazılarımın peşine düştüm! Şu sıralar eski yazılarımı yazdığım defterimi ve notlarımı arıyorum. Geçmişin peşine düştüm yani 🙂 İlk yazıyı 2012’de yazdığımı söyleyip dururdum hep. Meğer Ekim 2011’de bloggera kaydolmuşum.
Az daha kurcalasam 2007lerde trgg uzantılı – kısa sürse de – bloguma da ulaşabileceğimi umut ediyorum.
Önceleri defter, kağıt ne bulursam yazdığım için bir arşiv oluşturmazdım. Hatta bu oluşturduğum blogger kaydını da 2015 yılında silmiştim. Sonra tekrar kaydolmuştum. 🤦♂️ Sonraları bu pişmanlığı tekrar etmeyeyim diye de artık yazdıklarımı ve hatta diğer birçok işimi de kayıt altına alıyorum. Gerek dijital, gerekse geleneksel olarak… Arşiv tutmak iyidir!
Bulduklarımı daha önceden KalemDileGelince ve Kıraatane‘de yayınlamıştım. Artık yeni bulduklarımı burada yayınlarım 🙂 Seviyorum bu işi!
Bu arşive nasıl ulaştım?
Aslında, ben hep ilk yazdığım yazıyı arayıp durdum. Yukarıda da bahsettiğim gibi, kaydını tutmadığım için ya da tuttuğum ‘kaydı tozlu bir rafa’ kaldırdığım için yazıya ulaşamıyordum. Derken biraz sorgulamadan sonra web[nokta]archive[nokta]org adlı bir siteyi keşfettim. Bu sitede birçok bilgi mevcut. Url, başlık, isim tam olarak bunları hatırlıyorsanız ve ne aradığınızdan eminseniz, site silinmiş dahi olsa o kaydı – eğer var olduğu zamanda ekran görüntüsü almayı başarmışsa – size gösterebiliyor. Bu sayede ben de ilk yazıma henüz ulaşamamış olsam da, benim için birçok faydalı geçmiş bilgiye ulaştım.
Peki, bu şekilde daha nelere ulaşabiliriz? Benim için şimdilik bu kadarı kafi. Burada birçok video, haber ve sair konular mevcut. Derin bir bilgi havuzu anlayacağınız… Zaman zaman buraya gelip neler yapmışım diye kontrol ediyorum. Yeni şeyler de keşfediyorum. Sildiklerimi bulmaya çalışıyorum, filan 🙂 Tarihler, kayıtlar, bunları tutmak hoşuma gidiyor. E, burası da bir webgünlüğü olduğuna göre, arşivlemekte de yarar görüyorum.
Çünkü, mazi kalbimde bir yaradır…
Sonraki içeriklerde buluşmak üzere,
Selamlar 👋
Archive sitesini kullanıyordum. Ama kitap aramak için genelde.
Çok kullanışlı bir site. Evet, ben de önceden dijital filmler için kullanıyordum. Bu arada, renklerle yolculuk da arşivde 🙂
Bir zamanlar bakıyordum. Daha eski bloglarıma da bakmıştım ama pek kayda değer bir şey yoktu.
Güzel günlerdi.
2002’li yıllardan beri MSN Spaces ile başlayan yolculuğum var bu ortamlarda. Azbuz falan vardı. Orada da yazardım bir şeyler. Kelimelerin Soyağacı diye bir blogum da vardı ve çok ses getirmişti ama hepsini sildim. Çok silip kapattığım blog oldu ve ben de üzülüyorum açıkçası zaman zaman. Keşke silmeseydim. 🙁
MSN Spaces kullanmadım, ama Azbuzu hatırlıyorum. Zevkli ve eğlenceli zamanlardı ağbi. Bu bloglama işi bambaşka bir şey! Gerçekten neden sileriz, bilmiyorum. Kendi adıma, bırak dursun, nedir yani 🙂 Şimdi silmek yerine arşivliyorum geçmiştekileri. ReHiTu da ses getiriyor ağbi Maşallah!
Selamlar
Blog dünyasına 2015 yılında katılmıştım. Ben de kimi zaman eski yazdıklarıma bir göz gezdiririm. Burası adeta bir dijital günlük gibi. Blogun artılarının çok olduğunu düşünüyorum. Yazı paylaşıyor olmanın yanı sıra yazdıklarının hiç tanımadığın insanlara ulaşıyor olması da keyif verici bir duygu.
Birpembesever merhaba,
Maşallah, 7 yıl olmuş! Evet, dediğiniz gibi gerçekten dijital bir günlük burası. Defterden farkı, okunmasını istememiz 🙂 Hoşgeldiniz, yorumunuz için teşekkür ederim
Ben de senin gibi çok blog açmışım. Ama devam ettiremedim tabi. Arşiv iyidir 🙂
İlk zamanlarda açıp kapatmak bi’ nevi sistemi kurcalamak gibi bir şey galiba 🙂
Olsun, nasip. Şimdi YaşamdanYazılarBlog var; belki de bu yüzden devam etmedi diğerleri..
Arşiv gerçekten iyi 🙂